Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Nedir?

Sürrealizm, iki savaş arasında olan bir dönemde tamamen geleneksel sanata karşı bir başkaldırı şeklinde ortaya çıkmış olan bir sanat akımı olarak bilinmektedir. Bu sanat akımı, sanatın bazı dallarını da oldukça yakın bir şekilde etkilemeyi başarmıştır.

Yazar ve aynı zamanda şair olan André Breton’ın Birinci Sürrealist Manifesto adını vermiş olduğu bildiri aracılığı ile Sürrealizm akımının ana ilkeleri açıklanmıştır. Bu sanat akımının birçok da değerli temsilcisi (Salvador Dali, Paul Eluard vs.) olmuştur. Sürrealizm sanat akımını savunan kişiler sanatın bilinçaltında oluşan durumların dışavurumu olduğunu düşünmektedirler.

Sürrealizm akımında asla gerçeğin dışına çıkmak amaçlanmaz, aksine gerçeğin daha da gerçek olanına varabilme amaçlanır. Bu akım, gerçeklik ile alakalı olan bakış açısını tamamen Psikanalistik Kuram ile temellendirir, bu kuramın sahibi ise Sigmund Freud’tur. Bu kuramın açıklamasını ise şu şekilde özetleyebiliriz: Freud’un bakış açısı doğrultusunda insanların beynindeki düşünceler akıl tarafından aralıksız bir şekilde sansür ile karşılaşır.  Kişinin aklı yerinde bir şekilde söylediği her şey, fiilen hayata geçirmiş olduğu her şey güvenilmesi çok zor olan bir hakikati ortaya çıkarır. Gerçekliğin barındığı alan tamamen bilinçaltı olmaktadır. Bu akımı savunan kişiler yani sürrealistler bilinçaltıyla sanatı harmanlamış, sanatın temeline bilinçaltını koymuşlardır.

Yazının başında da bahsettiğimiz üzere, Sürrealizm geleneksel olan sanatın her daim karşısındadır. Sanatçı, oluşturmak istediği eseri nasıl istiyorsa o şekilde tasarlayabilir, belli kuralları yoktur, bağlı kalması gereken bir şey yoktur.